Ülkemizde son derece ihlal edilen bir konu olan Temiz Üretim ile ilgili Orta Doğu Teknik Üniversitesi Bölüm Başkanı Göksel Demirer Hocamızın biz mühendisler için faydalı yüzlerce bilgi bulunan temiz enerji sayfasını tanıtmak istedim bu yazımda....
Özellikle 20. Yüzyıl’ın ikinci yarısında baş döndürücü bir hıza ulaşan teknolojik ve endüstriyel gelişmelerin beraberinde getirdiği çevresel değerlerin tahribi, çevre kirliliği ve yenilenemeyen kaynakların hızla azalması günümüzde hızlanarak sürmektedir.
Endüstrileşme ve yaşam biçimlerindeki değişmeye paralel olarak ortaya çıkan atıklar, zaman içinde logaritmik bir artış göstermiş ve bu atıklardan kaynaklı yaşanılan yerel çevre sorunları küresel bir boyut kazanmıştır. Ozon tabakasındaki delinme, küresel ısınma, asit yağmurları, çeşitli doğal alıcı ortamlara -özümseme kapasitelerinin çok üzerindeki miktarlarda- yapılan toksik ve tehlikeli atık deşarjları bu kapsamda sayılabilir.
Alıcı ortamların kirlilik özümseme kapasitelerinin aşılmaya başlanması, doğal ortamdaki dengelerin geri dönüşü zor/imkansız bir şekilde değişiyor olması, çevre kirliliği kaynaklı büyük ölçekli sağlık sorunlarının gündeme gelmesi ve doğal kaynakların hızla tüketilmesi, vb. süreçler sonucu çevre sorunlarının bir kriz boyutuna ulaşması özellikle zengin Kuzey ülkelerinden başlayarak bu soruna farklı bakış açılarını da beraberinde getirdi. Geleneksel olarak oluşan büyük miktarlarda atığın alıcı ortamlara verilmeden önce çeşitli arıtma yöntemleri ile uzaklaştırılması (ki bu zararlı maddelerin ortadan kalkmasını değil sadece bir fazdan başka bir faza dönüştürülmesini sağlayan bir yaklaşımdır) arıtılması, oluşan atık miktarının ve arıtım maliyetinin sürekli artması ile alıcı ortam deşarj standartlarının, kamuoyunda yükselen çevre bilincine paralel olarak, sürekli düşürülmesi endüstriyi bu sorun için daha ucuz çözüm yollarını aramaya yöneltti. İşleyişleri gereği asıl amacı çevresel duyarlılık değil, üretim süreci sonucu oluşacak artı değerin maksimize edilmesi olan şirketler ürettikleri atıkların arıtım ve nihai depolama masraflarını en aza indirebilmek amacıyla, daha az atık üreterek işleyişlerini sürdürebilmenin yollarını aramaya başladılar. Buna ek olarak, son 20-30 yılda artan çevre duyarlılığı özellikle Kuzey ülkelerinde yaşayan tüketicilerin artan bir şekilde üretim, kullanım ve kullanım sonrası süreçlerinde çevreye daha az zarar veren ürünleri tercih etmelerine sebep oldu. Çevreye daha az zarar veren ürünlerin talep görmeye başlaması pek çok endüstriyel sektör için yeni bir rekabet alanı ortaya çıkardı.Bu yeni yönelim sonrası yapılmaya başlanılan çalışmalar sonucu alınacak basit önlemlerle bile üretim sürecinden faydalı bir ürüne dönüşemeden geçerek atık haline gelen hammaddelerin daha etkin kullanımı sonucu bu kayıpların önlenebileceği ve aynı zamanda atık üretiminin azalabileceği ortaya çıktı. Bunu ürünlerin maddesel içeriklerinin azaltılması, üretim için kullanılan maddelerin çevreye daha az zararlı olan maddeler ile değiştirilmesi, üretim ve kullanım esnasında gerekli olan su ve enerji ihtiyaçlarının düşürülmesi gibi yaklaşımlar izledi. Sonuçta atık azaltılması, kirlilik önleme, geri dönüştürme, yeniden kullanım, ürünün çevreye daha duyarlı tasarımı, vb. konular üzerinde yapılan araştırmalar hızla artmış ve bir zamanların “ütopya”sı olan ürün ve hizmetlerin ardında daha az artık ve atıklar bırakarak üretilmesi fikri örnek uygulamalarıyla beraber gündelik yaşamımıza Temiz Üretim (TÜ) adı altında girmeye başlamıştır. TÜ (Cleaner Production) en genel anlamıyla, önleyici çevre yönetimi stratejilerinin üretim süreci, üretilen , hizmet ve ürünler için bütünsel bir şekilde, sürekli olarak uygulanarak, bunlardan kaynaklanan insan sağlığı ve çevresel değerler üzerindeki risklerin ortadan kaldırılması ya da azaltılması ve verimliliğin arttırılması olarak tanımlanmaktadır.
Alışılagelmiş kirlilik kontrolü yaklaşımların tersine TÜ proaktif bir yaklaşımdır. Kirlilik kontrolü yaklaşımları üretim ve tasarım aşmalarını değişmez faktörler olarak benimseyip kirliliği de bu aşamaların kaçınılmaz bir sonucu olarak görmekte ve kirlilik meydana geldikten sonra bu soruna çözüm getirmeye çalışmaktadır. Dolayısı ile bu yaklaşımlar kirliliği daha iyi tanımlama ve atıkları arıtma ve bertaraf etme üzerine odaklanmakta ve kuruluşlara önemli miktarlarda ek maliyet getirmektedir. Öte yanda, TÜ yaklaşımları kirliliği ve atıkları dizayn, kaynak kullanımı ve üretim prosesleri aşamalarındaki yetersizlik, verimsizlik ve etkisizliğin bir sonucu olarak görmekte ve soruna bu aşamalarda gerekli gelişmeleri sağlayarak çözüm getirmeyi amaçlamakta, dolayısı ile sadece atık oluşumunu azaltmakla kalmamakta aynı zamanda ekonomik faydalar da sağlamaktadır.
Yukarıda da belirtildiği gibi, TÜ günümüz çevre sorunlarına kalıcı çözümler getirebilme kabiliyetine sahip önleyici uygulamalara dayanan bir yaklaşımdır. Gün geçtikçe dünyada bu anlayışı benimseyen ülke sayısı gittikçe artmakta, ulusal ve uluslararası ölçekte birçok kurumun da desteğiyle temiz üretim uygulamaları her türlü üretim faaliyetinde benimsenmeye ve uygulanmaya başlanmaktadır.
Ülkemizde de TÜ konusunda bazı çalışmalar yapılmış olmasına rağmen, bu çalışmalar yeterli düzeye ulaşamamıştır. Bu durumun nedenlerinden biri de bu konu hakkında ilgili kuruluşların ve özellikle halkın yeterli şekilde bilgilendirilmemesi ve özendirilmemesidir. Özellikle, TÜ hakkında yeterli miktarda bilgilendirici yazılı dokümanın olmaması ve olanların da herkese tarafında ulaşılabilir durumda olmaması bu durumu daha da kötüleştirmektedir.
Hazırladığımız bu site, bu bilgi kaynağı eksikliğini gidermek ve TÜ konusunda çalışmalar yapan kişiler arasında karşılıklı iletişim olanağı sağlamak amacıyla hazırlanmıştır. Sitemiz, TÜ konusuyla ilgilenen gönüllülerin de katkısıyla bir temiz üretim bilgi kaynağı oluşturmayı hedeflemektedir. Bu yüzden, dışarıdan gelecek her türlü katkıya açık olduğumuzu belirtmek isteriz. Umarız, bu site ülkemizde yapılacak olan TÜ çalışmalarına az da olsa katkıda bulunur.
Göksel Hocamızın websitesi değişmiş. Temiz üretimle ilgili çalışamaları ve etkinlikleri artık http://144.122.60.76/people/gndemirer/links/temizuretim/index.htm sayfasından yayınlanıyor.
Özellikle 20. Yüzyıl’ın ikinci yarısında baş döndürücü bir hıza ulaşan teknolojik ve endüstriyel gelişmelerin beraberinde getirdiği çevresel değerlerin tahribi, çevre kirliliği ve yenilenemeyen kaynakların hızla azalması günümüzde hızlanarak sürmektedir.
Endüstrileşme ve yaşam biçimlerindeki değişmeye paralel olarak ortaya çıkan atıklar, zaman içinde logaritmik bir artış göstermiş ve bu atıklardan kaynaklı yaşanılan yerel çevre sorunları küresel bir boyut kazanmıştır. Ozon tabakasındaki delinme, küresel ısınma, asit yağmurları, çeşitli doğal alıcı ortamlara -özümseme kapasitelerinin çok üzerindeki miktarlarda- yapılan toksik ve tehlikeli atık deşarjları bu kapsamda sayılabilir.
Alıcı ortamların kirlilik özümseme kapasitelerinin aşılmaya başlanması, doğal ortamdaki dengelerin geri dönüşü zor/imkansız bir şekilde değişiyor olması, çevre kirliliği kaynaklı büyük ölçekli sağlık sorunlarının gündeme gelmesi ve doğal kaynakların hızla tüketilmesi, vb. süreçler sonucu çevre sorunlarının bir kriz boyutuna ulaşması özellikle zengin Kuzey ülkelerinden başlayarak bu soruna farklı bakış açılarını da beraberinde getirdi. Geleneksel olarak oluşan büyük miktarlarda atığın alıcı ortamlara verilmeden önce çeşitli arıtma yöntemleri ile uzaklaştırılması (ki bu zararlı maddelerin ortadan kalkmasını değil sadece bir fazdan başka bir faza dönüştürülmesini sağlayan bir yaklaşımdır) arıtılması, oluşan atık miktarının ve arıtım maliyetinin sürekli artması ile alıcı ortam deşarj standartlarının, kamuoyunda yükselen çevre bilincine paralel olarak, sürekli düşürülmesi endüstriyi bu sorun için daha ucuz çözüm yollarını aramaya yöneltti. İşleyişleri gereği asıl amacı çevresel duyarlılık değil, üretim süreci sonucu oluşacak artı değerin maksimize edilmesi olan şirketler ürettikleri atıkların arıtım ve nihai depolama masraflarını en aza indirebilmek amacıyla, daha az atık üreterek işleyişlerini sürdürebilmenin yollarını aramaya başladılar. Buna ek olarak, son 20-30 yılda artan çevre duyarlılığı özellikle Kuzey ülkelerinde yaşayan tüketicilerin artan bir şekilde üretim, kullanım ve kullanım sonrası süreçlerinde çevreye daha az zarar veren ürünleri tercih etmelerine sebep oldu. Çevreye daha az zarar veren ürünlerin talep görmeye başlaması pek çok endüstriyel sektör için yeni bir rekabet alanı ortaya çıkardı.Bu yeni yönelim sonrası yapılmaya başlanılan çalışmalar sonucu alınacak basit önlemlerle bile üretim sürecinden faydalı bir ürüne dönüşemeden geçerek atık haline gelen hammaddelerin daha etkin kullanımı sonucu bu kayıpların önlenebileceği ve aynı zamanda atık üretiminin azalabileceği ortaya çıktı. Bunu ürünlerin maddesel içeriklerinin azaltılması, üretim için kullanılan maddelerin çevreye daha az zararlı olan maddeler ile değiştirilmesi, üretim ve kullanım esnasında gerekli olan su ve enerji ihtiyaçlarının düşürülmesi gibi yaklaşımlar izledi. Sonuçta atık azaltılması, kirlilik önleme, geri dönüştürme, yeniden kullanım, ürünün çevreye daha duyarlı tasarımı, vb. konular üzerinde yapılan araştırmalar hızla artmış ve bir zamanların “ütopya”sı olan ürün ve hizmetlerin ardında daha az artık ve atıklar bırakarak üretilmesi fikri örnek uygulamalarıyla beraber gündelik yaşamımıza Temiz Üretim (TÜ) adı altında girmeye başlamıştır. TÜ (Cleaner Production) en genel anlamıyla, önleyici çevre yönetimi stratejilerinin üretim süreci, üretilen , hizmet ve ürünler için bütünsel bir şekilde, sürekli olarak uygulanarak, bunlardan kaynaklanan insan sağlığı ve çevresel değerler üzerindeki risklerin ortadan kaldırılması ya da azaltılması ve verimliliğin arttırılması olarak tanımlanmaktadır.
Alışılagelmiş kirlilik kontrolü yaklaşımların tersine TÜ proaktif bir yaklaşımdır. Kirlilik kontrolü yaklaşımları üretim ve tasarım aşmalarını değişmez faktörler olarak benimseyip kirliliği de bu aşamaların kaçınılmaz bir sonucu olarak görmekte ve kirlilik meydana geldikten sonra bu soruna çözüm getirmeye çalışmaktadır. Dolayısı ile bu yaklaşımlar kirliliği daha iyi tanımlama ve atıkları arıtma ve bertaraf etme üzerine odaklanmakta ve kuruluşlara önemli miktarlarda ek maliyet getirmektedir. Öte yanda, TÜ yaklaşımları kirliliği ve atıkları dizayn, kaynak kullanımı ve üretim prosesleri aşamalarındaki yetersizlik, verimsizlik ve etkisizliğin bir sonucu olarak görmekte ve soruna bu aşamalarda gerekli gelişmeleri sağlayarak çözüm getirmeyi amaçlamakta, dolayısı ile sadece atık oluşumunu azaltmakla kalmamakta aynı zamanda ekonomik faydalar da sağlamaktadır.
Yukarıda da belirtildiği gibi, TÜ günümüz çevre sorunlarına kalıcı çözümler getirebilme kabiliyetine sahip önleyici uygulamalara dayanan bir yaklaşımdır. Gün geçtikçe dünyada bu anlayışı benimseyen ülke sayısı gittikçe artmakta, ulusal ve uluslararası ölçekte birçok kurumun da desteğiyle temiz üretim uygulamaları her türlü üretim faaliyetinde benimsenmeye ve uygulanmaya başlanmaktadır.
Ülkemizde de TÜ konusunda bazı çalışmalar yapılmış olmasına rağmen, bu çalışmalar yeterli düzeye ulaşamamıştır. Bu durumun nedenlerinden biri de bu konu hakkında ilgili kuruluşların ve özellikle halkın yeterli şekilde bilgilendirilmemesi ve özendirilmemesidir. Özellikle, TÜ hakkında yeterli miktarda bilgilendirici yazılı dokümanın olmaması ve olanların da herkese tarafında ulaşılabilir durumda olmaması bu durumu daha da kötüleştirmektedir.
Hazırladığımız bu site, bu bilgi kaynağı eksikliğini gidermek ve TÜ konusunda çalışmalar yapan kişiler arasında karşılıklı iletişim olanağı sağlamak amacıyla hazırlanmıştır. Sitemiz, TÜ konusuyla ilgilenen gönüllülerin de katkısıyla bir temiz üretim bilgi kaynağı oluşturmayı hedeflemektedir. Bu yüzden, dışarıdan gelecek her türlü katkıya açık olduğumuzu belirtmek isteriz. Umarız, bu site ülkemizde yapılacak olan TÜ çalışmalarına az da olsa katkıda bulunur.
Göksel Hocamızın websitesi değişmiş. Temiz üretimle ilgili çalışamaları ve etkinlikleri artık http://144.122.60.76/people/gndemirer/links/temizuretim/index.htm sayfasından yayınlanıyor.
bu kadar uzun olmasına ne gerek var?
YanıtlaSil